4 Ekim 2008 Cumartesi

TEMRİN DERGİSİ’NİN EKİM SAYISI ÇIKTI



Künye:


İstanbul merkezli bir dergi


Ülke içine dağıtımı yapılıyor.


Yurt içinde ve dışında aboneleri var.


Aylık yayımlanıyor.


Düşünce ve edebiyat dergisi


Yeni kalemlere ustaların yanında temrinler yaptırmak için yayın hayatına atıldı.


İletişim:


temrindergisi@gmail.com


www.temrindergisi.com


Abone için hesap no: İş Bankası 1217-0335590


Posta çeki hesap no: Hakan Şaştım adına 5690046


TEMRİN DERGİSİ’NİN EKİM SAYISI ÇIKTI


BEKTAŞİ ŞAİRİ HİLMİ DEDE’NİN EHLİ BEYT SEVGİSİNİ İŞLEDİĞİ 42 BEYİTLİK ŞİİRİ İLK KEZ TEMRİN’DE YAYIMLANIYOR.


Temrin, Ekim ayında bir sürprizle okurunun karşısına çıkıyor. Bektaşi şairi olan Hilmi Dede’nin 42 beyitlik ehli beyt sevgisini işleyen şiiri ilk kez dergide gün yüzüne çıkıyor.


Bektaşiliğin aslının ehli sünnet çizgisine uygun olduğunu ispat eden Fatiha tefsirinden sonra bu şiir de Bektaşiliğe bakışımızı değiştirecek. Edebiyat araştırmacıları için önem taşıyan şiirin tamamı dergide yer alıyor.


Derginin bu ayki şairleri: Şeref Yılmaz (çocuksu hüsnüzanlar), Uğur Uzunok (çocukluk eriği), Mustafa Uçurum (doğrula beni), Nurbanu Akay (kedi sonrası) ve Yusuf Özkan Özburun (mes lastik).


Derginin inceleme yazıları: Türk Öykücülüğünün Dev Kütüphanesi (Yılmaz Yılmaz), Toprak Ana (Gülay Çil), Bir Bektaşi Şairi Hilmi Dede (Fatih Kutlu), Sezai Karakoç Şiirinde Kadın (Merve Akbaş).


Deneme yazıları: Lal Makamı (Ceyhun Emre Teoman), Asma Yaprağı (Yasemin Başer), Plastik Sözler (Hasan Çağlayan), Haçkalı Baba (Umut Bulur), Bir Küçük Nesnedir Anahtar (Hatice Eğilmez Kaya).


Öyküler: Genç Werther’in Acılarının Devamı (Rabia Avcı), Yara Bandı (Hatice Uzun), Beklerken (Şeniz Bayır), Keşke Teğmen Olsaydın (Nevzat Canan), Can Direği (Melek Altun), Arafta Kimliksiz (Zeynep Elbasan).


Tanıtım: Huzursuz Bacak (Nuran Aksoy)


Gezi: Ege Düşü (Selma Ayerdem)


Hatıra: Rüyalarımın Çağırdığı Yer (Güzin Akyüz)


Derginin Ekim sayısının “editörden” yazısında şu dikkat çekici ifadelere yer veriliyor:


“Bir ramazan ayı daha bereketiyle gelip geçti. Temrin’in beşinci sayısına da yansıyan bu bereketin, umduğumuzdan daha fazla geri dönüşümünü aldık.


Temrin, altıncı sayısıyla karşınıza çıkıyor. Henüz altı aylık… Daha sütten kesilmedi… Ne var ki gürbüz ve sağlıklı duruşu kısa zamanda kulaktan kulağa duyuldu. TRT 2’nin daha ikinci sayıda dergiyi tanıtması ve altıncı sayısını henüz çıkaran bir derginin internette birçok yerde karşımıza çıkması, bu söylediğimizi doğruluyor.


Derginin üçüncü sayısına kadar elimizde bulunan yazılar tanıdık isimlerden gelen yazılardı. Ne var ki dördüncü sayıdan itibaren derginin mail adresine tanımadığımız birçok isimden yazı gelmeye başladı. Bu yazılar “kemiyet ve keyfiyet” bakımından küçümsenmeyecek bir seviyeye ulaştı. İşte altıncı sayıdaki farklı isimler ve yazılar bu hareketliliğin bir ifadesidir. Fıtri olan her hareket yolunu bulur; tıpkı su gibi… Bize düşen bu yoldaki engelleri kaldırmaya çalışmak ve genç yeteneklerin önünü açmaktır.


Temrin’in bu sayısında aramıza yeni katılan şairler var. Nurbanu Akay genç bir yetenek… Uzun zamandır elediğimiz şiirleri, onu bu şiiri yazacak seviyeye getirdi. Mustafa Uçurum, şiirde bilinen bir isim… Temrin’e 6. sayıda dâhil oldu. Hece ile yazdığı bu şiirini keyifle okuyacaksınız. Yusuf Özkan Özburun’un hiçbir yerde yayımlanmamış şiirlerine sadece Temrin okurları ulaşabiliyor. Nizar Kabbani’den çeviri şiir bu sayıda da yer alıyor. Uğur Uzunok ve Şeref Yılmaz da şiirleriyle bu sayıya katkıda bulundu. Nuran Aksoy, Mustafa Kutlu’nun son hikâye kitabı hakkında değerlendirmede bulundu. Yasemin Başer’in “Asma Yaprağı” isimli denemesi dikkate değer… Güzin Akyüz’ün, çocukluğunu geçirdiği yeri, yıllar sonra yazıya dökmesi oldukça anlamlı… Bu sayıda yer alan bir başka yeni isim de Hatice Eğilmez Kaya… Temrin’i geçen sayıda tanıdı ve yazılarını eleştiriye açtı. Oysa Hatice Eğilmez Kaya, masterini tamamlamış ve yıllardır mesleğiyle uğraşan bir edebiyat öğretmeni… Ama mesafe almanın, ancak eleştirilere kulak vermekle mümkün olacağına inanıyor. Melek Altun da bu sayıda dergiye dâhil olan bir başka değerli isim… Uzun bir öyküsüyle giriş yapmış oldu. Eğer sabırla okursanız, adamakıllı bir öykü ile karşı karşıya olduğunuzu hissedeceksiniz. Hatice Uzun bu kez bir öyküsüyle dergide yer alıyor. Gülay Çil, Aytmatov’un “Toprak Ana”sı üzerine yazdı. Umut Bulut’un “Haçkalı Baba” denemesi tasavvufi bir neşve taşıyor. Hasan Çağlayan’ın denemesi, dikkatimizden kaçan bir konuya değiniyor. Yeni yazılardan en önemlisi de Fatih Kutlu’nun kaleme aldığı yazı… Hilmi Dede hakkında dedesinin defterinde yer alan 42 beyitlik şiir önem taşıyor. Çünkü Hilmi Dede bir Bektaşi şairidir. Bu şiirinde Hazreti Hüseyin’in şehit edilişine ağıt yakmaktadır. Böylece okurlarımız ilk kez Temrin’de yayımlanan bu şiirle görmüş olacaklar ki aslında Bektaşilik, ehli sünnet çizgisinde bir tarikat iken sonradan suiistimal edilmiştir.”


Dergi, yazarlık kursunun 10 Ekim’de başlayacağını da duyuruyor.


Tel: (0216) 5508151


İletişim: temrindergisi@gmail.com

11 Eylül 2008 Perşembe

eylül sayımız







TEMRİN DERGİSİ EYLÜL SAYISI BASIN BÜLTENİ


Yeni kalemleri edebiyatımıza kazandırmayı hedefleyen Temrin dergisinin eylül sayısı çıktı. Derginin her sayısında olduğu gibi eylül sayısında da farklı kalemler ve yeni isimler yer alıyor. Ramazanın esintilerinin hissedildiği dergide Berat Demirci, Bilal Kemikli, Şeref Yılmaz, Necati Mert, Yusuf Özkan Özburun veTahsin Yıldırım gibi tanıdık isimler de yer alıyor.


Dergide Bilal Kemikli, mutasavvıf şairlerden Sinan Ümmi’yi ele alıyor. Ahmet Albayrak, ramazanın aydınlık dilimine denemesiyle dikkat çekiyor. Necati mert, öykücülüğün temeli olan dile hâkim olma konusuna dikkat çekmek için dil hassasiyeti üzerinde duruyor. Celalettin Divlekçi, Cemil Meriç’e öğrenci olmanın şartlarını anlatan yazısında dikkatleri Meriç’e çeviriyor. Tahsin Yıldırım, edebiyatçı bir Jöntürk olan Ali Fahri Ağababa’yı ele alıyor. Şeref Yılmaz, Hıra mağarasında karşılaştığı bir trajikomik olayı, esprili üslubuyla kaleme almış. Bu sayıda Hasan Çağlayan ve Kadriye Yapıcı, şiirleriyle yer alan yeni isimler. Doğu şiirinin önemli simlerinden Nizar Kabbani’den şiir çevirileri devam ediyor. Ayşe Yılmaz, kaleme aldığı yazısıyla, dikkatleri Cengiz Aytmatov üzerine çekiyor. Ata Çatıkkaş, manileri ele alan yazısında halk edebiyatımızın ramazana bakan yüzüne değinmiş… Umut Bulut, Hakan Şaştım, Ahmet yavuz, Ceyhun Emre Teoman, yazılarıyla bu sayıya katkıda bulunan yeni isimler…


Temrin 5. sayısında okurun karşısına dolu dolu çıkıyor. Okunası yazılarla sizleri baş başa bırakıyoruz. İletişim: temrindergisi@gmail.com


02126- 550 51 51

ağustos sayımız






Aylık Düşünce ve Edebiyat Dergisi Temrin


Temrin Dergisi’nin Ağustos sayısı yayımlandı. Düşünce ve edebiyat dergisi Temrin, her ay düzenli olarak yayımlanıyor. Mayıs ayında yayın hayatına başlayan dergi, dördüncü sayısını Ağustos’ta okurlarına sundu.


Yeni isimleri ve yetenekleri edebiyat dünyasına kazandırmayı hedefleyen Temrin, her ay farklı isimlerle yenilenerek ve güçlenerek okura ulaşıyor. İlk sayısıyla dikkat çekmeyi başaran dergi, ikinci sayısından itibaren İstanbul dışında birçok ilde seçkin kitapçılarda satışa sunuldu. Gençlerin sahiplendiği ve yazı yazdığı dergi, her ay farklı farklı isimlere kapılarını açıyor. Ustalarla gençlerin bir arada yazdığı bir dergi olması yönüyle farklılık gösteren Temrin, mizanpajı ve estetiği ile de dikkat çekiyor.


Derginin Temmuz sayısından itibaren ülke genelinde bulunduğu bayilerin listesi verilmeye başlanmış. Dergiyi farklı kılan bir başka önemli özellik ise dergiye gönderilen yazılara cevap verilmesi ve yönlendirme yapılması… Dergide bildik isimlerden çok, yeni isimlerin yazıyor olması, derginin yeni kalemler yetiştirmek istemesinin bir ifadesi…


Temrin’in Ağustos sayısında şair Erdem Bayazıt’ın hem vefat haberi hem de şairle ilgili bir hatıra yer alıyor. Üniversite yıllarında Erdem Bayazıt’ı tanımış olan Bilal Kemikli, şairle ilgili hatıralarını anlatıyor.


Derginin “editörden” yazıları, ilk sayısından itibaren edebiyata dair bir çerçeve belirlemeye çalışan manifesto niteliğinde olması açısından önem taşıyor. Alışılmış “editörden” yazılarından farklı bir görüntü sergileyen yazılar, yazıya ve edebiyata dair önemli ipuçları veriyor. Dergide Uğur Uzunok’un kısa ama anlamlı bir öyküsü karşılıyor okuru… Yılmaz Yılmaz’ın, Şeref Yılmaz’a ait “Konsolosun Köpeği” isimli öykü kitabını inceleyen yazısı, öyküye dair bazı inceliklere dikkat çekmesi bakımından önem taşıyor. Reyhane Gümüş’ün “Çay Lekeleri” isimli akıcı öyküsü, genç kalemlerin Türk öykücülüğüne ciddi katkılar yapacağına dair umut verir nitelikte… Buhari Çetinkarya’nın “Ali” isimli öyküsü, Irak işgalinde iki kolunu ve tüm ailesini kaybeden Ali’ye ithaf edilmiş…


Cansaran Kızıltaş’ın “Anneannem Ben ve Dağlar” isimli hatırası, okuru çocukluk yıllarının tatlı ve sükûnetli ortamına götürmesi bakımında önemli… Kemalettin Uğurlu’nun “Turşu” isimli denemesi, önemli bir ayrıntıyı ele alıyor. Işıl Su’nun tarihi bir olaydan hareketle yazdığı öykü dikkat çekiyor. Nazmiye Denizer, “Geçitteki Ayak Sesleri” isimli öyküsünde “gösterme ve anlatma” tekniklerini başarıyla uygulamış. Derginin bu sayısında Lübnanlı Ünlü şair Nizar Kabbani’den çeviri bir şiir de yer alıyor.


Hatice Uzun, “İyi Günler İleride Anneanne” şiirinden hareketle Hüseyin Atlansoy’un şiir dünyasını inceliyor. Selma Ayerdem’in “Yitirilenler”, Semra Topçu’nun “Sayamadım Kaç Kuzu Oldu” isimli denemeleri dikkat çekici… Derginin Ağustos sayısında yer alan şairler ve şiirler şöyle: Hayrettin Orhanoğlu/Kendine ait bir oda: Virginia Woolf, Ve anka/Metin Tonbul, Zamanın Hâlleri/Şeref Yılmaz, Sevgiliye Mektuplar/Nizar Kabbani, Sükût/Ezel Kabadayı


Temrin, Ağustos sayısında, ekim ayında yazarlık atölyelerinin tekrar başlayacağını duyuruyor. Birçok yeteneği ortaya çıkaran bu kurslar, ilgilenenler için önem taşıyor.










TEMRİN “Aylık Düşünce Edebiyat Dergisi”



Temrin Dergisi’nin Temmuz sayısı çıktı. Düşünce ve edebiyat dergileri arasında nitelikli duruşuyla ilk sayısından itibaren takdir ve ilgi toplamayı başaran Temrin, 3. sayısında genç ve yenilikçi çizgileri öne çıkarmasıyla dikkat çekiyor.



Derginin 3. sayısına, güncel edebiyat-sanat haberleri ve kitap tanıtımlarının yer aldığı sayfa da eklenmiş. Nitelikli eserlerin tanıtıldığı sayfa, aynı zamanda okura kitap tavsiyesi özelliği de taşıyor.



Temrin’in 3. sayısında dikkat çeken bir başka yenilik ise en arka sayfadaki bayi satış listesi. Üçüncü sayısıyla İstanbul dışına çıkabilen dergi, kısa bir sürede birçok satış noktasına ulaşmayı başarmış. Derginin en önemli özelliği, usta çırak ilişkisine yer vermesi… Günümüzde hemen hemen kaybolmuş olan bu önemli özellik, Temrin vesilesiyle yeniden kendini gösteriyor. Derginin “editörden” yazısından anlaşıldığına göre taşradan birçok insan, dergiye yazı gönderiyor ve yazıları hakkında bu insanlara bilgi verilip yönlendirme yapılıyor. Dergide yazı yazan birçok genç kalemin, yazarlık okulunda yazı temrini yapmış isimler olduğu düşünülürse, bu ifadeye hak verilebilir. Derginin bu sayısındaki farklılıklardan biri de röportaj olması. Ebru ve minyatür sanatçısı Şenay Bostancı ile yapılan söyleşi, dikkat çekici… Dergide genç kalemlerin yanı sıra tanıdık şu isimler de yer alıyor: Berat Demirci, Yusuf Özkan Özburun, Şeref Yılmaz, Hayrettin Orhanoğlu ve Olcay Yazıcı.



Tel: (0216) 5508151



İletişim: temrindergisi@gmail.com


ilk sayımız

Edebiyat dergilerine bir yenisi daha eklendi. Temrin dergisi, edebiyatı merkeze alarak yayın hayatına atılıyor.

Dergi, kapak ve iç tasarımı ile “estetik” ve “edebi” zevki esas alan bir kadro tarafından çıkarıldığını hemen hissettiriyor. Derginin “Editörden” yazısında şu ifadelere yer veriliyor: “Aynı şeyleri söylemenin bir orijinalitesi yoktur. Orijinal olan, ya yeni bir şey söylemektir ya da farklı bir üslupla söylemektir. Bu dergi, bu düsturu ilke edinerek yola çıkıyor. Yani ya yeni bir şey söyleyecek ya da farklı bir tarzda söyleyecek.”

Dergi, uzun zamandır unuttuğumuz bir temel disiplini de vurguluyor: “Temrin.” Bu konuya şu ifadelerle dikkat çekilmiş: “Temrin kelimesi, “alıştırma, uygulama, egzersiz yaptırma” gibi anlamlara geliyor. Arapça asıllı bir kelime bu… Dergi, usta kalemlere yer verirken yeni kalemleri de edebiyatımıza kazandırmayı hedefliyor. Bu bir bakıma “usta-çırak” buluşması demek… Başka bir deyişle “temrin”lerle adım adım edebiyatın merkezine doğru yol almak… Her alanda olduğu gibi edebiyatta da ustalaşmanın sırrı sürekli “temrin”lerde saklıdır. Düzenli spor yapmak, düzenli okumak, düzenli yazmak, düzenli düşünmek hep birer “temrin”, hep birer “uygulama”, hep birer “meşk”, hep birer “alıştırma”dır.”

Yazının bir disiplin işi olduğunu anlamakta zorlanan birçok genç yazar ve şaire inat, Temrin dergisi ancak alıştırmalarla/meşklerle edebiyatın merkezine doğru yol alınabileceğine dikkat çekiyor.

Dergide Berat Demirci, “Kiralık Ağlayıcılar” isimli denemesi ile eskiden beri var olan bir mesleğe dikkat çekerek önemli tespitlerde ve uyarılarda bulunuyor. Şeref Yılmaz “Günlüklerle Başbaşa” isimli denemesiyle, Tanpınar’ın günlüklerinden kalkarak “günlük” denilen edebi türün hassasiyetlerine dikkat çekiyor.

Dergide “Puslu Metruk Ev, Köy Gofreti, Orkide” isimli öyküler, okuyucuya edebi haz hissettirecek türden… “Ahde Vefa” ile “Unutmak Hatırlama ve Affetmek Üzerine” isimli denemeler, dikkat çeken yazılar arasında…

Temrin’e edebiyatın dünyasına “hoş geldin” diyor ve uzun ömürler diliyoruz.

İletişim: temrindergisi@gmail.com